Asimilasyon Kader Değildir


 Asimilasyona uğrayan sadece Pomaklar değil. üstelik orda asimilasyonu tercihli olarak seçmiş ve orda 
kalarak yaşamayı seçmiş olanların dışında da asimilasyona tabii tutulan onlarca halk vardı 1970 lere kadar
üniter devlet politikasi olarak sürdü. . Soğuk savaşın bitmesiyle beraber Kafkasya, Ortadoğu ve Balkanlar dünyanın en riskli ve geniş ölçekli bir bakışla, dünya antik , devletsiz  ve eski uluslari tehdit altında olması , yok edilmesi  anlamına geliyor. İnceleme alanımız balkanlari ve pomaklari ele aliyoruz.
 Neden Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya?
Üç bölgeyi Şu ortak parantezde ele alabiliriz: Kitlesel anta­gonizmaları ve dış müdahaleleri kolaylaştıran mozaik etnik, mezhepsel, dinsel yapı; bölgesel ve küresel güçlerin iştahını kabartan doğal kaynaklar ve stratejik coğrafi konum; tarihsel gerçekleri ve bölge halklarının iradesini değil büyük egemen  güçlerin çıkarlarını yansıtan yapay sınırlar; rejimlerin ve uluslararası anlaşmaların çözemediği, hatta derinleştirdiği antagonizmaların hala hatırlanması ve yeniden ivme kazanması; demokrasi geleneği olmaması ve türdeş olmayan toplumsal yapının klasik demokrasiye var olma olanağı vermemesi.
Üçlü ortak paydayı oluşturmakla beraber Balkanlar ile Kafkasya ayrı bir bakış açısı gerektiriyor.
 Balkanlar sahte görünüşlü de olsa bir istikrar dönemi yaşamıştı. Çünkü her iki bölge de doğu kampının içindeydi; bu sebeple iki rakip ittifakın dolaylı rekabetine bile olanak vermiyordu ve sosyalist rejim baskı yolu
ve en­ternasyonal kardeşlik söylemiyle herhangi bir çatışmayı mümkün kılmıyordu. Dolayısıyla sosyalizmin çöküşünün ardından Balkanlar da patlak veren çatışmalar pek Çok insanı hayrete düşürdü. Oysa nefret ve çatışma potansiyeli her zaman vardı, sadece yapay yöntemlerle dondurulmuştu, totaliter rejimlerin uygulamalarıyla daha da keskinleşmişti, Şimdiyse -ister ideolojik ister yapısal- bu hesaplaşmaları durduracak hiçbir denge gücü yok.  Balkanlarda en hareketli etnik uluslardan olan  ve 150 yıldır, gerek askeri abluka , gerek siyasi yapısal politika ve eritme yöntemi , gerek fiili zoraki asimilasyonla , balkanların başına bela olmuş POMAKLAR eritilmeye yok edilmeye çalışıldı.
Dünden bugüne değişen nedir?

Kültürünü kaybetmiş milletler. Kimlerdir?

Neden?
Ulusal birlik ve beraberliklerini kaybettikleri için. ulusal birlik ve beraberliği bir arada tutan tek şey de dildir.Dil giderse milli birlik dağılır. Bir millet milli benliğini ve şuurunu kaybederse başka milletler tarafından sömürülür. Milli benliği korumanın tek yolu da dilimizi korumaktan geçer.
Dil giderse her şey gider.
Dillerin yok olmasında olağan süreçlerin yanı sıra yerli halkların doğal yaşam alanını tahrip eden sömürgeciliğin ve daha sonraki yıllarda da tek dilliliği dayatan devlet politikalarının da rolü olmuştur. Günümüzde yasakçı politikaların dillerin yaşaması, korunması ve yaşaması önündeki en büyük engellerden birisi olduğu bilinmektedir. Oysa yok olan diller sadece o dili kullanan halkın ve bireylerin değil tüm dünyanın kaybıdır. Yok olan her dil ile birlikte insanlığın kültür ve tarih hazinesinden önemli bir değer kaybolmaktadır.
Pomakçamız ölmesin , Pomak Kültürü Bitmesin , Pomaklar yok olan uluslar kategorisine girmesin.
Dilimizi konuşalım, kültürümüzü yaşayalım yaş